Varlık vergisi Kanunu nedir?
1942 yılında çıkarılan Varlık Vergisi Kanunu, savaş koşullarında haksız kazanç sağlayan, veyahut elde ettikleri kazançlar nispetinde vergilerini ödemeyenlere yönelik çıkan vergi kanunudur. 2.Dünya savaşının yıpratıcı etkileri, Türkiye savaşa dahil olmamış olsa da fazlasıyla hissediliyordu. Savaşın sonlarına doğru ham madde yönünden zengin olan ve de insan kaynaklarını doğru kullanan tarafların, bir diğerine üstünlük sağlayacağı artık açıkça görülmeye başlanmıştı.
Cumhuriyet’in kurulmasından 2.Dünya Savaşına kadar geçen süreç içinde savaşın alametleri giderek artan bir tempoda hız kesmemiştir. Cepheleşen dünya özellikle revizyonist Almanya yanında veya karşısında gruplaşmaya başlamış, savaş hazırlıklarını önemli bütçelerle sürdüren ülkeler, mali kaynaklarını seferber etmeye başlamışlardı. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı diye anılan mali kriz, Amerika çıkışlı olsa da küresel etkileri yıkıcı olmuştur. 1930’ların sonlarına gelindiğinde Dünya çapında artan huzursuzluk ile birlikte, Demokratik rejimleri dahi Devletçi, otoriter bir çizgiye sokmuştur. Atatürk’ün ekonomide öngördüğü Liberal çizgi ve İsmet İnönü’nün Devlet Liberalizmi arasında gidip gelen Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın enkazı altından yönünü tayin etmeye çalışıyordu.
Varlık Vergisi Kanunu amacı
Uluslararası ticari kısırlık ve Lozan’da büyük devletlere karşı giderek artan şüphecilik, bu ülkelerle olan ticareti de etkiliyordu. Silahlanmaya ayrılan ülke bütçeleri diğer yatırım cihazlarını kısıtlıyordu. İşte bu olağanüstü koşullara bir de küresel savaş eklenince zaten kendine yetmeye çalışan Türkiye ciddi ekonomik buhrana sürüklenmeye başladı.
1940’lardan itibaren dış ticaretin sıfıra inmesi, enflasyonu yüzde beş yüzlere kadar çıkardı. En basitinden, en temel gıda ihtiyacı olan ekmek dahi karneye bağlandı. Savaşla birlikte dünya siyasetindeki otoriterleşmeye ve ulusalcılığa koşut olarak Chp içinden de ırkçılığa varan söylemler dile getirilmeye başlandı. Bu noktada Başbakan Saraçoğlu’nun ülke içinde ferah, etliye sütlüye karışmayan bazı unsurların savaş ekonomisini de kullanarak zenginleştiklerini, vergilerini dahi olması gerektiği gibi vermediklerini dillendirmeye başladı.
11 Kasım’da Varlık Vergisi kanunu kabul edilerek, İstanbul’da kurulan komisyonlarla vergi listeleri beyan edildi. Bütün bunlara rağmen uygulanan sert tutum özellikle gayrimüslim halkın, haksız yere mallarını müsamereye kadar giden siyaset ve 1300’e yakın gayrimüslimin sürgüne gönderilmesi “Varlık Vergisi” tartışmalarını günümüze taşımıştır.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.