Dimbos savaşı sonrasında Kitenin zaptedilmesi ile Bursa üç taraftan kuşatılmış oldu. Ancak Bursa Tekfurluğu oldukça güçlüydü ve stratejik açıdan fethi zor bir bölgeydi
Bizans İmparatoru 9. Mihailin (Babası 2. Andronikos ile ortak imparator) Koyunhisar Muharebesinde yaşadığı beklenmedik mağlubiyet İmparatorluğun doğu sınırlarındaki politikalarını gözden geçirmesine sebep oldu. İmparatorluğun merkezine yakın olmayan bu coğrafyanın doğrudan Bizans askerleri tarafından korunamayacağı açıktı. Ancak dinamik Osmanlı kuvvetlerinin akınlarına yeterli karşılık verilememesi durumunda Osmanlı kuvvetlerinin Bizans surlarına dayanması kaçınılmazdı. İmparator Mihail, Osmanlı tehdidini büyümeden önleyebilmek için yeni bir hamle yaparak Osmanlıların sınır hatları boyunca hüküm süren tekfurların tüm askeri güçlerini birleştirmeleri emrini vererek daha kapsamlı ve sayıca çok daha kuvvetli bir ordu ile doğrudan Osmanlıyı ve Osman Gaziyi bertaraf edecek bir taarruz planladı.
Osman Gazi, bu kez olası saldırıyı önceden haber alamamıştı. Bizans kuvvetlerinin yola çıkması üzerine harekete geçen Orhan Gazi, ordusunun başına geçerek Bizans kuvvetlerini Yenişehir ovasında karşıladı. Bu savaşta tarafların asker sayıları tarih kayıtlarında belirtilmiyor. Ancak Koyunhisar savaşında Osmanlının askeri gücü hakkında bilgi sahibi olan Bizansın, bu kez işini şansa bırakmayacağı kesindir. Bu bakımdan Bizans kuvvetlerinin sayıca üstün olduğunu düşünmek gerekir. Zira Osman Gazi, üzerine gelen ordudan ancak yola çıktıklarında haberdar olabildiği için takviye kuvvet temin etmesi de pek mümkün görünmemektedir. Mevcut şartlarda Osman Gazi en azından kendisiyle denk ve savaş teknikleri bakımından oldukça üstün bir ordu ile karşı karşıya açıktır. Zira savaşın seyri de bunu göstermektedir.
Savaşın ilk safhalarında Bizans kuvvetleri üstünlüğü ele geçirmişler ve Osmanlı kuvvetlerini oldukça zorlamışlardı. Ancak Osman Gazi uyguladığı taktikler ve cesur hamlelerle savaşın seyrini değiştirmeyi başardı. Önce Bizans akınlarını yavaşlattı ardından taktik üstünlüğü ele geçirerek düşman hattını geri çekilmek zorunda bıraktı. Nihayetinde Bizans kuvvetleri daha fazla kayıp vermemek için mağlubiyeti kabul edercesine ricat etseler de Osman Gazi tüm orduyu bertaraf etmek amacıyla taarruzunu yavaşlatmadı ve Bizans kuvvetlerini Dimbos boğazında sıkıştırdı. Dimbos boğazı dar ve kontrolsüz bir geçişe elvermeyecek kadar zor bir darboğazdı. Bizans kuvvetleri boğazın kaçışa elverişli olmaması nedeniyle bu bölgede sıkıştı ve iki ordu da burada bir ölüm kalım savaşına giriştiler. Uzun, yorucu ve meşakkatli bir muharebenin ardından Osman Gazi tüm muharip Bizans kuvvetlerini bertaraf etmiş, ancak bu çetin muharebede Osmanlı ordusunun kayıpları da ağır olmuştur. Şehitlerin arasında Osman Gazinin kardeşi Gündüz Alpin oğlu Aydoğdu da bulunmaktaydı.
Bizans ordusunu bozguna uğratan Osman Gazi, Kastel tekfurunu savaş meydanında öldürdü. Ancak Erdenos ve Kite tekfurları kaçmayı başardı, Bursa tekfuru ise hisara sığınarak canını kurtarabildi. Osman Gazi, yeğeninin intikamını almak için Bursa ve Erdenos tekfurlarının kaçmasına göz yumarak Kite tekfurunu Ulubat köprüsüne kadar takip etti. Ancak Kite tekfuru, Osman Gazini peşini bırakmayacağını anlayınca canını kurtarmak için Ulubat tekfuruna sığındı. Ulubat tekfurunun kalesi geniş bir göl havzasının doğal koruması altında bulunuyordu. Üstelik Ulubat köprüsü saldırı için bir darboğaz durumundaydı ve kaleye taarruz için ağır kayıplar verilmesi muhtemeldi.
Osman Gazi, yeğeninin katili ve esiri olan Kite tekfurunu Ulubat tekfurdan sulh yoluyla istedi ve verilmemesi durumunda gölü dolaşarak kaleye saldıracağını belirterek doğrudan Ulubat tekfurunu da tehdit etti. Ulubat tekfuru, Osman Gazinin ne pahasına olursa olsun kaleye ulaşacağını anlayınca bir anlaşma önererek Kite tekfurunu teslim etmeyi kabul etti. Bu anlaşmaya göre Ulubat tekfuru Kite tekfurunu teslim edecek, Osman Gazide kendisin ve kendisinden sonra gelecek haleflerinin Ulubat köprüsünü geçmeyeceğine dair söz verecekti. Osman Gazi bu anlaşmayı kabul ederek Kite tekfurunu teslim aldı ve Kite kalesinin önünde idam ederek kaleyi zaptetti. Bu fetih ile Osman Gazi, hâkimiyet alanını Ulubat kalesi sınırlarına kadar genişletti.
Osman Gazinin Ulubat tekfuru ile yaptığı anlaşma oldukça manidar ve veciz bir vaka olmuştur. Osman Gazi, verdiği sözde öylesine sadık kalmıştır ki kendisinden sonra Bursa tamamen fethedildiğinde bile bu köprü kullanılmamış, Ulubat güzergâhı üzerindeki ulaşım kayıklarla sağlanmıştır.
Dimbos savaşı sonrasında Kitenin zaptedilmesi ile Bursa üç taraftan kuşatılmış oldu. Ancak Bursa hisarı mukim surlarla çevrilmişti ve hem coğrafi bakımdan güçlü bir savunma hattına hem de uzun sürecek bir savaş için yeterli erzak ve nüfusa sahipti. Osman Gazi doğrudan hisara saldırmak yerine bölgeyi uzun yıllar sürecek bir kuşatma altına almayı tercih etti. Böylece tekfurluğa giriş ve çıkışlar kesilecek, ticaret yolları kapatılacak, uzun yıllar sürecek istikrarlı bir kuşatma ile tekfurluğun ordusu yıpratılacaktı. Bursa hisarının ana girişini kontrol altına alacak bir hisar yaptırılarak Bursanın dünya ile bağlantısı kopartıldı. Osman Gazi Bu kaleye yeğeni Aktemürü bıraktı. Bir hisarda stratejik bir nokta olan Bursanın dağ yamaçlarına yaptırarak Bizans tarafından gerçekleştirilebilecek olası bir taarruza karşı önlem aldı. Bu iki kalenin yapımı 1 yıl kadar sürdü. Kalelerin etrafına yerleşim alanları ve köyler kuruldu. Bölgedeki demografik yapı güçlendirilerek hem ikmal hem asker ihtiyaçlar için kendi kaynaklarını üretebilmesi sağlandı. Böylece Bursa dış dünya ile bağlantısı kesilmiş bir kale haline getirildi. Bursa kuşatması 1326 yılına kadar tam 23 yıl devam etti ve nihayet 1326da. Osman Gazinin oğlu Orhan Gazi tarafından Bursa tekfurunun kendi rızası ile teslim olmasıyla fethedilebildi.
Kaynak adres : http://www.turktarihim.com/dimbos_savasi.html
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.