Diriliş Ertuğrul dizisinin tarihsel gerçekliği yeterlimi? Dizide yaşanan vakalara tarih bilimi ile bakarsak hangi sonuçlara varırız?
Diriliş Ertuğrul dizisi, uzun yıllardır televizyonlarda gördüğümüz en başarılı tarih temalı yapıt olma özelliğini taşıyor. Muhteşem Yüzyıl felaketinden sonra izleyenleri tarihin gerçeklikleri ve muazzam atmosferini yaşatmayı başaran Diriliş Ertuğrul dizisi, hem tarih meraklıları tarafından hem de tarihçiler tarafından yakından takip ediliyor.
Peki bu dizide canlandırılan karakterler ve senaryoda söz konusu edilen vakalar tarihsel gerçeklerle ne denli örtüşüyor ve tarihsel serüvene sadık kalındığı taktirde ilerleyen bölümlerde karşımıza neler çıkacak; İşte bu soruların yanıtlarını bulabilmemiz için tarih bilimi bize pek çok ipucu sunuyor.
Dizinin güncel olan (6.) bölümüne kadar senaryoda geçen konuları irdeleyerek başlayalım. Dizi şuan Öncelikle ilk ve en büyük hataya değinmek durumundayız. Kayılar, dizide tasfir edildiği üzere 2000 çadır kadar küçük bir oba değildi. Aslında zaten Oba değil bir Oymaktır. Obalar genelde 10-20 çadırlık küçük ailelerden oluşur, Obanın beyini bir heyet belirlemez; Ailenin reisi doğrudan Oba beyi 2022 animasyon filmleri izle olur. Oymak ise bir boyun kolunu teşkil eder ve birliğin ileri gelen ailelerinden büyükler bir heyet oluşturarak Oymağın beyini tayin ederler. Eğer Oymak yeteri kadar büyükse siyasi istikrar amacıyla Beylik babadan oğula geçer. Buradan hareketle 2000 çadırlık Oba olmaz, ancak oymak olabilir. Muhtemelen senaryoda ve repliklerde Oba kelimesi, Oymak kelimesine tercih edilmiş ve bu minvalde kullanılmıştır. Bu hususta bir diğer kritikte Oymağın 2000 çadırdan oluşması fazlaca mütevazi bir yaklaşım olur. Zira Kayılar, Horasandan Anadoluya girdiklerinde (2 Yüzyıl kadar önce) 50-70 Bin çadırlık büyük bir Boy olduğu kabul görür. Böylesi büyük bir Boyun 2000 çadıra düşmesi muhtemel değildir. Zira böyle büyük bir bölünme gerçekleşmiş olsaydı muhakkak tarih kayıtlarında Kayılara ait diğer Oymak ve Obalarla da karşılaşırdık. Kuvvetle muhtemel ki; Prodüksiyon maliyetleri gereği bu konuya gerekli hassasiyet gösterilmemiş.
Dizi de karşımıza üç kardeş olarak Gündoğdu, Ertuğrul ve Dündar çıkıyor. Ancak tarih kayıtları ailenin en büyük oğlunun Sungur Tekin olduğunu gösteriyor. Dizi de Sungur Tekinin varlığı söz konusu bile olmamış. Belki ilerleyen bölümlerden birden bire ortaya çıkabilir ancak bu tarihsel hatayı örtemeyecektir. Zira Sungur Tekin, saltanat mücadelesinin en önemli aktörüdür ve Halepe göç ederken Oymağının başındadır. Muhtemelen Sungur Tekin karakteri diziye sonradan sürpriz olarak dahil edilecek gibi görünüyor.
Senaryoya göre hali hazırda 1220-1230larda bir tarih canlandırılıyor. Ertuğrul Gazi henüz 25-30 yaşlarında ve evlenmemiş, Selçuklu Devleti ise Alaeddin Keykubat tarafından yönetilmektedir. Kayılar Erzincan dolaylarında Yaylamış durumdadır. Gerçi her ne kadar dizinin akışında bulundukları şehrin ismini telaffuz etmeseler de tarih kayıtları bize böyle olduğunu hatırlatıyor. Dönemin siyasi çalkantılarından günümüzde yeteri kadar kayıt bulunmadığından Halepe neden göç etme kararı alındığını anlayamıyoruz. Ancak Erzincan-Erzurum hattında sert iklim nedeniyle Kışlanacak bir yer olmadığı ve bu sebeple yeni Yurt arayışına girildiği fikri oldukça mantıklı. Senaryo, tarihsel verilerin yetersiz kaldığı noktalarda mizansen ile serüveni tamamlamış. Ancak Halep konusunda ciddi yanlışlar söz konusu.
Halep, Suriyenin en kuzeyinde, Gaziantep sınırımızda bulunuyor. Bu bölge, söz konusu tarihlerde Ünlü kumandan Selahaddin Eyyubinin kurduğu Eyyubi Sultanlığının hakimiyet alanıydı. Öncelikle Eyyubi Sultanlığının söz konusu tarihteki kısa serüvenini inceleyelim. Selahaddin Eyyubi 1193 yılında ölmüş, yerine oğlu oğlu Aziz Osman geçmiş ve 1198 yılında vefat etmiş, onun yerine de oğlu Mansur 1200 yılına kadar hüküm sürmüştür. Küçük yaşta tahta çıkan Mansurdan sonra Eyyubi Sultanlığına Selahattin Eyyubinin küçük kardeşi Adil çıkmış ve 1218 yılına kadar hüküm sürmüştür.
Dizi de canlandırılan El Aziz karakterine paralellik arz eden tek Eyyubi hükümdarı Aziz Osmandır. Aziz Osman, Amcası (Selahaddin Eyyubinin kardeşi) Adili veziri yapmış ve devleti Amcasının kontrolünde yönetmiştir. Vezir Adil, yeğeni Aziz Osmanı devletin yönetiminden uzaklaştırarak idareyi kontrolü altına almıştı. Görüldüğü üzere Dizideki El Aziz karakteri Selahaddin Eyyubinin oğlu Aziz Osmanı, Atabey Şahabettini ise Selahaddin Eyyubinin kardeşi Adili işaret ediyor. Buradaki esas hata tarihi karakterlerin isimlerine sadık kalınmaması değil. Adil Aziz Osmanın Dayısı değil Amcasıydı. Aziz Osman, 1193-1198 yılları arasında hüküm sürüyor. Oysa Ertuğrul Gazi 1191 yılında doğmuştur. El Azizin hüküm sürdüğü yıllarda Ertuğrul Gazi henüz 7 yaşındaydı. El Aziz karakterinin yani Aziz Osmanın sarayı ise Halepde değil Şamdaydı. Ertuğrul Gazinin 20li yaşlarında Eyyubi Sultanlığı Selahaddin Eyyubinin kardeşi Adil tarafından yönetilmekteydi.
Görüldüğü üzere dizi, kaliteli yapımına ve bütçesine rağmen tarihin kaynaklarından yeteri kadar istifade etmemiş ve zaman-mekan bütünlüğünü sağlayamamıştır.
Dizide karşımıza akışa renk katan pek çok mizansen çıkıyor. Kara Toygar, Kaçak Şehzadeler, Kurdoğlu, v.b. Bu karakterlerin hiçbirine tarih kaynaklarında rastlamamız mümkün değil. Ancak Şehzadeler meselesinin bir dayanağı olmasa da mizansene oldukça uygun. Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Alaeddin Keykubat, babası Alaeddin Keyhüsrev hayatta iken kardeşleri ile taht mücadelesine girişmiş, neticede saltanata sahip olabilmişti. Bu saltanat mücadelesinde diğer kardeşleri ile bir husumet söz konusu olabilir elbette. Ancak söz konusu mücadelelerde Kayıların rol oynadığını söylemek tahminden öteye gidemez. Ayrıca Ertuğrul Gazinin müstakbel eşi Halime Hatunun da saltanat mensubu bir sultan olmadığını biliyoruz. Tarih bize böyle bir bulgu sunmamıştır. Senaryo yazarları bu konuda mizansene başvurarak bu hususu mantıklı bir zemine oturtmuşlardır.
Dizinin ilerleyen bölümlerinde tarihsel vakalara sadık kalınırsa bazı olası senaryolar söz konusu olabilir. Süleyman Şah, kesin olmayan ancak kuvvetli tevatürlere göre Fırat nehrinde boğulmuştur. Dizinin güncel bölümlerinde Süleyman Şah hasta yatağında Halepe doğru yol alıyor. Bu iki olgu yanlış bir kanaatle bir arada tutulabilir. Süleyman Şahı Halep yolunda boğulmasına şaşırmamak gerekir. Oysa Süleyman Şah, Halep yolunda değil Halepe ulaştıktan bir süre sonra, yanında birkaç beyle birlikte Cabir kalesine giderlerken Fırat nehrinde boğulmuştur. Cabir kalesi Erzincan Halep yolu güzergahında değildir. Fırat Nehrinin Halepe en yakın kolu ise yaklaşık 150 km. uzaklıktadır. Umarız böyle bir hata yapılmaz ve Halep göçü esnasında Süleyman Şahı Fırat Nehrinde boğmazlar. Bizde ünlü oyuncu Serdar Gökhanı izleme zevkinden mahrum kalmayız.
Peki Kayılar Halepe göç edecekler mi? Dizide Halep göçü Emir El Aziz tarafından engellenmişti. Ancak tarih kayıtları Kayıların Halepe göç ettiklerini işaret ediyor. Yani ilerleyen bölümlerde Halepe göçle ilgili sorunlar ortadan kalkacak ve Kayılar yeni yurtlarına kavuşacaklar. Peki sonra ne olacak?
Birkaç bölümlük tahminde bulunamayız. Zira konular senaryo gereği dramatize edilerek yavaş yavaş işleniyor. Ancak tarihsel tutarlılık gereği uzun vadede olması muhtemel senaryolarda Kayılar Halepe yerleşecek ve bir süre burada bölünmeden varlıklarını devam ettirecekler. Süleyman Şah Obasına tekrar hükmedecek ancak karışıklıklar sona ermeyecek. Ertuğrul Gazinin zamanla rüştünü ispatlayıp Oba halkının itibarını kazanması müteakip ağabeyi Gündoğdu ile beylik rekabetine gireceklerine kesin gözüyle bakabiliriz. Gündoğdu bu konuda daha hevesli olacaksa da Ertuğrul ağabeyinin tutumu karşısında bir refleks geliştirecektir. Süleyman Şahın vefatından sonra ise Obada bölünmeler yaşanacak.
Tarihi kayıtlara göre Kayılar, Süleyman Şahın vefatından sonra Halepden göç etme kararı alacaklar ancak Obanın bir kısmı Halepte kalacak. Belki de obanın bir kısmı Kurtoğlu Beyle ya da Süleyman Şahın oğullarının dışında birinin liderliğinde Halepte kalacak, Ertuğrul, Gündoğdu ve Dündar ile birlikte Çukurovaya göç edecekler. Kayıların Halepten göç etmeleri Süleyman Şahın ölümünden kısa bir süre sonrasına tekabül ediyor. Yani Süleyman Şah ölene kadar Kayılar Halepte varlıklarını devam ettireceklerdir.
Ertuğrul Bey eğer senaryoda tarihsel atlama yapılmaz ise yakın bölümlerde Kayı Obasının tümüyle beyi olamayacak. Süleyman Şahın vefatından sonra Çukurovaya göç edilecek, burada da bir bölünme yaşanacak ve Obanın bir kısmı Ertuğrul, Gündoğdu ve Dündar Beylerin liderliğinde Erzurum-Pasinler tarafına göç edecekler. Ertuğrulun Bey olması işte bu konuların işlendiği bölümlerde mümkün olabilecek. Zira Pasinler ovasında bir başka ayrılık gerçekleşecek, büyük kardeşler Gündoğdu ve diziye katılır Sungur Tekin Obanın bir kısmı ile ata yurtları olan Horasana dönecek, küçük kardeşler Ertuğrul ve Dündar, anneleri Hayme Anayla birlikte batıya doğru ilerleyerek Selçuklu Devletine tamamen tabi hale gelecekler. Tabi bu tarihlerde Ertuğrul Bey çoluk çocuğa karışmış olacak ve bizde Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Beyin çocukluğunu görmüş olacağız. Muhtemelen dizi bu dönemlere kadar uzamayacaktır. Zira dizinin ana karakteri Ertuğrul Gazidir. Kuvvetle muhtemel ki Osman Bey dünya ya geldiğinde dizi final yapar ve beklide Diriliş Osmanlı filmi ile kaldığı yerden devam eder.
Kaynak adres : http://www.turktarihim.com/dirilis-ertugrul-tarihsel-gercekligi.html