Ergenekon Destanı bir çok kaynağa göre Moğolların yaratılış destanı olarak geçse de kimine göre de bir Türk destanıdır. Ergenekon (farsça: Ergene Qon) kelime anlamı olarak güçlüklere karşı koymak ve geleceğe umutla bakmak anlamı taşır. Bunun yanında Rus tarihçi Gimilev, Ergenekon’u dik yamaç olarak tanımlamıştır. Ergenekon Destanı efsanesinde Türklerin Orta Asya’daki ana yurdu olarak geçen Ergenekon’un aslında Altay dağlarındaki Börteçine dağında olduğu da öne sürülmektedir.
Efsaneye göre Oğuz Kağan soyundan İl Han ile Tatar Türkleri hükümdarı Sevinç Han’ın arasında tutuşan savaş sonrası yenilen Türklerden son kalan İl Han’ın oğlui, karısı ve küçük oğulları dik yamaçlı dağları geçit vermeyen Ergenekon adlı bir bölgeye sığındı. Yabani hayvanların izini takip ederek buldukları bu bereketli topraklarda hızla çoğalmaya başladılar. Artık burada ne kendilerine ne de sürülerine yetecek alan yoktu; ancak bu bölgeden çıkış da yoktu. Daha sonra atalarının geldikleri yolu bulamayan bu Türk topluluğu, yetmiş yere koydukları yetmiş körükle dağların içinden eriterek bir geçit açtılar ve buradan tüm dünyaya yayıldılar.
Ergenekondan kurtuluş tarihi olan 21 Mart her sene hala yeniden doğuş ve bahar bayramı olarak kutlanmaktadır.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.