ERMENİ SORUNU NASIL VE NE ZAMAN ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
Türklerin Anadolu’ya yerleşmeye başlamasından itibaren Türk-Ermeni ilişkileri hep olumlu bir seyir izlemiştir. Ermeniler hem Selçuklu hem de Osmanlı Devleti’nin topraklarında bulundurdukları diğer azıklıklara göre her zaman daha bağlı olmuşlardır. Ermenilerin bu bağlılıkları yüzünden kendilerine “Milleti Sadıka” ismi verilmiştir. Ekonomik açıdan Müslüman halka göre tarih boyunca her zaman daha iyi durumda olan Ermeniler zaman içerisinde Türk devletleri içinde önemli devlet kademelerinde görevler almaya başlamışlardır.
Ermenilerle yaşanan olumlu ikili ilişkiler, Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti’ni parçalamak için giriştikleri mücadelelerde Ermenileri kullanmaya karar vermeleri ile son bulmuştur. Avrupalı Devletler Ermenileri Osmanlı Devleti’ni parçalamak maksadı ile bir araç olarak kullanmaya başlamışlardır. Özellikle Rus Çarı I. Petro ortaya koyduğu siyasi hedefleri gerçekleştirmek için Ermenileri bir maşa olarak kullanmaya başlamıştır. Rus devletlerinin tarih boyunca her zaman en önemli amacı sıcak denizlere inebilme politikası olmuştur. Rus devletlerinin önünü tarih boyunca kesen Türklerin zayıflaması ve kolay lokma olması her vakit Rus devletlerinin yegane amaçlarından biri olmuştur. Bu sebeplerle Rusya diğer Balkan milletleri ile Ermenileri her daim Türklere karşı kışkırtma politikası gütmüştür. Rusya haricinde milli çıkarları gereği başta İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa devletleri Ermenileri Türklere karşı tarih boyunca kışkırtmışlar ve Ermenileri desteklemişlerdir.
Ruslar Ermenileri desteklemek ve Türklere karşı kullanmak maksadı ile 1878 yılında yapılan Berlin Antlaşması hükümlerine, Ermenilerin yaşadığı bölgelerde reform yapılması gerektiğine dair maddeler koydurtmuştur. Rus ve İngilizlerin desteği ile kurulan Ermeni çeteleri Birleşik Ermeni Dernekleri adı etrafında örgütlenmişlerdir. Zamanla 1885 yılında Van bölgesinde Armenakan, 1887 yılında Cenevre’de Hınçak, 1890 yılında Tiflis’te Taşnaksutyun adlarında silahlı komiteler teşkil etmişlerdir.
Ermeniler tarafından kurulan bu komiteler sayesinde ilk Ermeni ayaklanmaları 1890 yılında Erzurum’da başlamıştır. Bu tarihten sonra Ermeniler padişah II. Abdülhamit’e suikast düzenleme girişiminde bulunmuşlardır. Osmanlı Bankası’nı basmışlardır. Zamanla eylemlerin şiddeti artmaya başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin zayıf kaldığı anlarda ülkenin çeşitli yerlerinde ayaklanmalar ve kanlı eylemler düzenlemeye başlamışlardır.
Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecinde I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, perişan durumda olan Türk masum halkı arkadan vurarak terör faaliyetleri icra eden bazı Ermenilerden masum olan Ermenilerin etkilenmemesi için, 1915 tarihinden itibaren Ermeniler Suriye’ye göç ettirilmek zorunda kalmışlardır. Türk Tarihinde “tehcir” adı verilen bu olay ile Suriye’ye gönderilen Ermeniler I. Dünya Savaşı’nın sonu ile terk etmek zorunda kaldıkları topraklarına geri dönmüşlerdir. Geri dönmek istemeyen Ermeniler ise ya bulundukları yerlerde yada başka ülkeler göç ederek yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Yapılan bu göçler esnasında ne yazık ki bazı yerli çetelerin yaptıkları baskınlardan, iklim ve hava koşullarından, dönemde meydana gelen salgın hastalıklar ve diğer nedenlerden ötürü bazı Ermeni yurttaşlar hayatlarını kaybetmek zorunda kalmıştır. Günümüzde bu durumu fırsat olarak kullanmaya çalışan Ermeni Lobilerince desteklenen bazı devletler, bu acı durumu soykırım olarak nitelendirmiş ve Türk Devletini ulusal arenada karalama faaliyetlerine girişmişlerdir.
Kaynak adres : http://www.tarihin.com/ermeni-meselesinin-ortaya-cikisi.html
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.