Türkler’in eski inançları, ilk dönemlerinden itibaren İslam dinini kabul edene kadar geçen zaman içinde birbirinden farklı din ve inanç sistemlerine dahil olduklarını görürüz.
İslamiyetin Türkler arasında kabul gördüğü tarih 8.yy ile ilişkilendirilse de Türkler’in kitleler halinde İslamiyeti tanımaları ve dünya içinde genel Türk nüfusunun ağırlıklı olarak İslamiyeti seçmesi 12.yy’a kadar gider.
Orta Asya’nın iptidai Türk yerleşimcileri, Atalar kültü diye adlandırılan inanç sistemini benimsemişlerdir.
Atalar kültü temel olarak ölen ataların ruhlarının yaşayan akrabalar üzerinde etkili olabileceği düşüncesinde gelişir. Buna bağlı olarak en eski devirlerden günümüze intikal eden atalara saygı klişesi sonradan İslam inancının da etkisiyle yeniden harmanlanarak Türkler’in yeni dinleri içinde kendilerine has bir anlam kazanmıştır.Ölen kişilerin adını anmak ya da ölene ait bir totemin muhafaza edilmesi diğer alemin kutsiyeti ile bağlantı kurmak anlamı taşırdı. Bu ise hayatta kalanlar için manevi güç anlamına geliyordu.
Bugün Tengricilik diye adlandırılan tek tanrı inancı da Türkler’e has ve belki de eski medeniyetler içinde tek inanç sistemidir. Bugünün semavi dinler dışında tek tanrı inancına sahip yegane kavim olarak Türkler’i kabul edebiliriz.
Tengricilik inanç sistemi, içinde Animizm, Şamanizm, Totemizm ile olan bağı göze çarpar. Tengri tektir ve o da gökyüzündedir. Yani aslında her yerdedir düsturu içinde inanç bağını geliştiren Orta Asya Türkleri için bulundukları çevrenin, ovaların, ağaçların veya toprağın ruhu mevcut olsa da hiçbiri ilahlaştırılmamış. Tengri tektir düsturu asla terk edilmemiştir.
Tengricilik inanışında düzen ve denge unsuru inanç sistemlerinin temelini oluşturur. Doğaya ve canlıya saygı da bunu gerektirir. Türkler yaşadıkları yeryüzü dışında, yerin 7 kat altında ve üstünde kutsal varlıklara inanırlardı. Bu katmanlar içinde Tengri‘ye bağlı ruhlar bulunurdu.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.