Türkler’de Atçılık en kadim kaynaklarda çokça yer alır. Türklerin ilk inkişafından beri atın önemi çok büyüktür. Tarihte birçok Türk Devleti ve imparatorluğu atın üzerinde şekillenmiştir de diyebiliriz. Biniciliğin ve atın savaşlarda etkin kullanımı Türklerle başlar ve dünyaya yayılır. Zamanın en ağır silahı halini alan atlar, savaş meydanlarının belirleyici gücüydü. Türklerin atlı süvari sistemi dünya tarihi içinde rol oynayan bütün kavimlerin uyguladığı bir savaş mekanizmasına dönüşmüştür. Türkler’de Atçılık ve binicilik üzerine pek çok argümana sahibiz. Atlarıyla gömülen Moğol ve Türk süvarileri’nin mezarları araştırma kaynağı olmuştur.
Türkler için at, insandan sonra yaratılmış en kutsal hayvandı. At üzerine yazılmış eserler dışında Türkçe içinde kemikleşmiş onlarca kelime atlarla ilgilidir.
Türklerin muharip gücüne sıkça başvuran İslam Devleti, Türk Süvarileri’nin ustalıklarını örnek almışlardır. Abbasiler döneminde meydana getirilen süvari birlikleri, Halifenin vurucu gücü olmuştur. Atın önemini iyi kavrayan islam bilginleri at etinin yenmesinin dahi doğru olmayacağını belirten anlayış içindeydiler.
Türk Atçılığının ustalığının yanında, Türklerin okçuluğu da geliştirerek atlarının üzerinde kullanmaları Atlı okçular bölükleri kurmalarını sağlamıştır.
Türklerin göçebe mahiyeti atların önemini gösterir. Buna göre atın sahibi atına adeta yapışık haldedir. Alışverişlerini dahi atından inmeden yapar ve bazen atın üzerinde dahi uyuyabilirlerdi.
Osmanlı döneminde de ata gereken itibar gösterilmiş, binicilik teknikleri ilerletilmiş, safkan atların islahı geliştirilmiştir. Ayrıca Osmanlı saray erkanı ve diğer ileri gelen devlet adamları özel hizmetliler oluşturmuşlar; atların bakımını bu hizmetlilere vermişlerdir.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.