HAÇLI SEFERLERİ
Hristiyanların mukaddes toprak ve haç yeri olarak adlandırdıkları Kudüs ve civarının, 11’inci yüzyıldan itibaren Müslüman Türk İmparatorluğu Selçukluların eline geçmesi sonucunda, bölgenin sanki Hristiyanların haç vazifelerini yapmasına kapatılmış olarak gösterilmeye çalışması çabaları Avrupalı Devletlerin Müslüman halka ve devletlerine karşı tutum almalarına sebebiyet vermiştir. Bu durum Müslümanlara ve Türklere karşı siyasi politika aracı olarak sıklıkla kullanılmıştır.
Asya ile temasta bulunan Avrupalı gemicilerin, tüccarların, iş adamlarının gördükleri zenginlik, refah, medeniyet ve toprak zenginliklerini kendi memleketlerindekilere kıyasla methetmeleri, o dönemlerde yoksul ve perişan bir şekilde yaşayan Avrupa halkını içinde din düşmanlığına hırs ve tamahı da eklemiştir.
Dönemim din lideri Papa Ürben’in tutum ve davranışları, Avrupa halkını, Müslüman halka karşı kışkırtma şeklinde olmuştur. Söylemlerinde Müslüman halkla ilgili yanlış bilgiler ve vererek din düşmanlığını arttıran Papa birleşim çağrılarında bulunarak Müslümanlara karşı harp etmenin gerekli olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Müslümanlara harp ederek onları kutsal topraklardan çıkarma hedefi güden Avrupa liderleri Papa’dan aldığı destekle, çıkarları olduğu durumlarda hızlıca birlikler ve ordular teşkil etmiş ve ellerine fırsat geçince Müslümanlara karşı savaş ilan ederek emellerine ulaşmayı amaçlamışlardır.
Bu sebeplerle başlayan haçlı seferleri 1096 yılından 1270 yılına kadar sekiz sefer halinde devam etse de, her yerde İslamiyet’in koruyucusu olarak kendilerini görevlendirmiş Türklerin kahramanlıkları karşısında, Avrupalılar istedikleri başarıya bir türlü ulaşamamışlardır. Amaçlarına ulaşamayan bu seferlerin Avrupalılara en büyük katkısı, seferler sırasında doğu ve Anadolu’da gördükleri kültür ve medeniyet kavramlarının getirilerini öğrenmek ve kendi yararlarına azami fayda sağlayacak şekilde kalkınmada kullanmak olmuştur.
13 ‘üncü yüzyıla kadar teşkil edilen haçlı seferleri kısaca dört başlık altında incelenebilir. Bu seferler:
1. I. Haçlı Seferi (Öncüler)
2. II. Haçlı Seferi
3. III. Haçlı Seferi
4. Diğer Seferler.
I. Haçlı Seferi
Teşkil edilmek istenen ilk kuvvet, Papa Ürben’in yapmış olduğu davet üzerine hemen tepki gösteren Fransızlar, İtalyanlar ve Almanlar’ın başı çektiği bazı Avrupalı Devletler olmuştur. Alelacele karmakarışık hızlı bir şekilde oluşturulan ilk haçlı ordusu Papaz Piyer Lermit ve Şövalye Gotye’nin komutasında oluşturulmuştur. Kolay bir zafer kazanılacaklarına inanan haçlı ordusu zafer ümidi ile yola çıkmıştır. Balkanlar yolu üzerinden İstanbul’a oradan da Anadolu’ya hareket eden haçlı ordusu İznik civarlarında cephe tutan Selçuklular karşısında büyük bir mağlubiyete uğramış ve büyük bir kuvvet yok edilmiştir. Çarpışmalardan kaçarak zor bela canını kurtaran Piyer Lermit ezici mağlubiyetin ardından Avrupa’ya dönebilmiştir.
Öncü kuvvetlerin mağlubiyeti ile iyice hırslanan Hristiyanlar çok geçmeden, Fransız şövalyelerinden Godfruva bö Buyyon tarafından teşkil edilmiş yaklaşık 600.000 kişilik asıl kuvvet ile İstanbul’a doğru harekete geçmiştir. Haçlı ordusunun İstanbul’da sıkıntı yaşatacağını düşünen Bizanslı’lar, hiç vakit kaybetmeden Godfruva komutasındaki haçlı ordusunu Anadolu’ya geçirmiş, lojistik destek sağlayacağının teminatını vererek, Piyer Lermit’in kılıçtan geçirilen ordusunun mağlup edildiği İznik’e doğru ordusunun hızlıca ilerlemesi için gereken tedbirleri almıştır.
Büyük haçlı ordusun karşısında Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan, düşman kuvvetleri üzerinde oyalama ve baskın muharebeleri yaparak hasmı haçlı ordusunu yıpratmaya çalışmıştır. Haçlı ordusu bu muhaberelerden büyük kayıplar vermiş ve güçlükle ilerlemeye devam etmiştir. Toros dağlarını aşan Haçlı ordusu büyük kayıplar vererek ulaşabildiği Kudüs’ü almaya muvaffak olmuş ve bölgede yaşayan Türk ve Müslüman halka ağır işkence ve zulümler yaparak Hristiyanlığın yüz karaları olduklarını ispatlamışlardır.
Kudüs’ün ele geçirilmesi ile hedeflerine kavuştukları söylenebilen ilk haçlı ordusu Suriye ve Filistin’i de ele geçirmiştir. Bölgede bir takım derebeylikler kurulmuştur. Ordu Komutanı Godfruva dö Buyyon 1096 yılında bölgede Latin Krallığı’nın tesis etmiş ve başına geçerek Kudüs’e yerleşmiştir.
II. Haçlı Seferi
II. Haçlı seferi Selçuk Türklerinin I. Haçlı seferi sonunda kaybettikleri yerleri geri almak için harekete geçmeleri üzerine gerçekleşmiştir. Musul Atabeyi İmadüddin komutasındaki ordunun harekete geçerek 1144 yılında Urfa’yı haçlıların elinde alması sonucunda, I. Haçlı seferi ile başarı kazanmış Avrupalılar, yine bir başarı sağlayacakları umudu ile hemen teşkilatlanmışlar ve ordu teşkil etmişlerdir.
Urfa’nın kaybedilmesi sonucunda mukaddes toprakların kaybedileceği tehlikesi ile halkı kışkırtan Papa’nın da desteği ile kurulan II. Haçlı orduları, Fransız Kralı yedinci Lui ve Alman İmparatoru üçüncü Konkard komutasında oluşturulmuştur. Oluşturulan iki ordu ayrı ayrı yola çıkmıştır.
Anadolu’ya Fransızlardan önce varan Konkard komutasındaki Haçlı ordusu bu sefer beklenilen zaferi görememiş ve mağlup olmuştur. Yedinci Lui komutasındaki ordu ise Antalya önlerine kadar ilerliye bilmiş ise de bir netice alamamıştır. Antalya’dan deniz yolu ile Suriye’ye geçen Lui komutasındaki ordu, Şam’a saldırmış fakat zafer kazanamamıştır. Başarısızlığa uğrayan bu ordular mahzun ve mahcup bir şekilde memleketlerine geri dönmek zorunda kalmışlardır.
III. Haçlı Seferi
Kudüs Latin Krallığı’nın Mısır’a karşı harekete geçmesi üzerine Mısır Atabeyi Nurettin Zengi, yeğeni Selehattin Eyyübi ile kumandanlarından Sirgüh’ü yardım etmeleri için ordusu ile birlikte Fatımı Devleti’ne göndermiştir. Sirgüh’ün vefatı üzerine ordunun başına geçen Selehattin Eyyübi Fatımı Devleti’ni ortadan kaldırmış ve 1174 yılında Eyyübi Devleti’ni kurmuştur.
Mısır’da düzenini kuran Selehattin Eyyübi hakimiyetinin hemen ardından ordusunu güçlendirmiş ve Kudüs üzerine sefer çıkmıştır. Taberya gölü civarında iki taraf arasında meydana gelen savaşı Selahattin Eyyübi kazanmış ve Latin Krallığı ordusu perişan düşmüştür. Selahattin Eyyubi 1187 yılında yaklaşık 3 ay kadar süren Kudüs işgali başarı ile tamamlanmış ve Kudüs ele geçirilmiştir.
Selahattin Eyyübi’nin bu zaferi Avrupa’da yeniden Türkler ve Müslümanlar aleyhinde büyük bir galeyana ve ayaklanmaya sebep olmuştur. Teşkil edilen haçlı ordusuna Alman İmparatoru Kızılsakallı Frederik, Fransız Kralı Filip Ögüst ve İngiltere Kralı Aralan yürekli Rişar katılmıştır.
Mukaddes toprakları Müslümanların elinden tez zamanda kurtarıp ülkesinin ve kendisinin şerefini diğer krallardan önce kazanma hayali ve isteği ile hızlı bir şekilde oluşturduğu kuvvetiyle kara yolu üzerinden yola çıkan Alman Kralı, Anadolu’da Silifke suyunu (Göksu) geçerken düşerek boğulmuş ve vefat etmiştir. Başsız kalan Alman ordusu dağılmış ve memleketlerine geri dönmüştür.
Deniz yolunu tercih eden İngiltere ve Fransa kralları önce Kıbrıs’a oradan da Akka önlerine gelmişlerdir. Maksatları Selehattin Eyyübi’yi yenmek olan haçlı ordusu Akka Kalesi’ni bir türlü ele geçirememiştir. Krallar arasında seferin gidişatı ve komuta konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıklar sebebi ile Fransız Kralı Filip Ögüst ordusu ile geri çekilmiş ve memleketine dönmüştür.
Yalnız kalan İngiltere Kralı Arslan yürekli Rişar bir çok neticesiz ve ordusunu yıpratan savaşlar yapmıştır. Kudüs’ü geri almak şöyle dursun hiç bir konuda başarı sağlayamamıştır. Sonuç olarak Selehattin Eyyübi ile yaptığı anlaşmalar sonucunda Kudüs’ü Hristiyanların 3 yıl boyunca ziyaret edebilmeleri konusunda söz almış ve ülkesine geri dönmüştür.
Diğer Seferler
IV. Haçlı seferi yine Kudüs’ü kurtarmak yapılmıştır. Bu sefere iştirak eden Haçlılar İstanbul’a geldikleri vakit Bizans’ın iç karışıklıklarından faydalanmışlar ve şehir yağma etmişlerdir. Yağma ve soygunlardan sonra İstanbul’a yerleşmişler ve 1204 yılında bir Latin İmparatorluğu kurarak davalarından vazgeçmişler ve hedeflerini unutmuşlardır.
V. Haçlı seferi 1193 yılında Selehattin Eyyübi’nin Şam’da vefat etmesi üzerine durumdan faydalanmak için yapılmıştır. Macar Kralı Andre tarafından teşkil edilen ordu komutasında haçlı seferi düzenlenmiş fakat netice alınamamıştır.
VI. Haçlı Seferi Alman İmparatoru II. Frederik tarafından yapılmıştır. Selehattin Eyyübi’nin vefatı üzerine düzenlenen bu sefer de durumdan faydalanılmış Kudüs geçici bir süre içinde olsa ele geçirilmiştir. Bu zafer fazla uzun sürmemiş Kudüs Türkler tarafından kurtarılmıştır.
VII. Haçlı Seferi ve VIII. Haçlı Seferi Fransız Kralı Sen Lui komutasında meydana gelmiştir. 1248 yılında Mısır’a saldıran Sen Lui Mansure savaşlarında yenilerek ordusu ile birlikte esir düşmüştür. Muazzam bir fidye ödeyerek esirlikten kurtulan Sen Lui ülkesine geri dönmüştür. Bu mağlubiyet ve yenilginin intikamını almak isteyen Sen Lui 1270 yılında Tunus’a hücum etmiştir. Neticesiz bir kaç savaş yapan Sen Lui tutulduğu veba hastalığı sonucunda vefat etmiştir.
Tarihte Sen Lui’nin vefatı sonunda tamamlanan Haçlı seferleri resmen kapanmış ise de Osmanlı döneminde Rumeli’de Türklerin ilerlemelerini durdurmak için tekrar gündeme gelmiştir. Türklerin Rumeli’deki faaliyetlerini engellemek amacı ile yeni haçlı orduları teşkil edilmiş, hedef Kudüs’ün geri alınması olmaktan çıkmış, Türklerin durdurulması olmuştur.
Haçlı Seferleri’nin sonuçları, neticeleri
Şark kültür ve medeniyetlerine nazaran o dönemde çok geri kalan Avrupa’nın milyonlarca askeri, Kilise’nin emirleri ve Avrupa menfaatleri doğrultusunda düzenlenen Haçlı seferlerinde vefat etmiştir. Aynı kayıplar Türk ve Müslüman topraklarında da yaşanmıştır.
Haçlı seferleri sonucunda Avrupalılar Müslümanlardan bir çok şey öğrenmiş, medeniyet ve kültür konusunda Müslümanları örnek alarak düşünce yapılarını değiştirmişlerdir.
Haçlı seferlerinin çoğu düzenleniş amaçlarına ulaşmamış, yapılan mücadeleler sonuçsuz kalmıştır.
Türklerin Anadolu’daki kahramanlıkları destanlaşmış, Müslümanlığı ne denli benimsedikleri ortaya çıkmış ve İslamiyet’in koruyuculuğu Türkler tarafından sağlanmaya başlamıştır.
Avrupalılar seferler sonucunda Şark kültürünü, medeniyet eserlerini, şark insanını Türklerin kahramanlıklarını tanımışlardır. Haçlı seferleri ile garp ile şark arasında yeni ufuklar açılmış, siyasi ve ticari münasebetlerin kurulması sağlanmıştır.
Avrupa’da Papanın ve Kilise’nin, krallar, beyler ve halk üzerindeki nüfuzları azalmış, derebeylikler zayıflamış, krallıklar kuvvetlenmeye başlamıştır.
Sonuç olarak Türk İslam Medeniyeti Avrupa’nın gözünü açmış, Avrupalılar haçlı seferlerinde görüp öğrendikleri medeniyet eserlerini kullanmaya ve geliştirmeye başlamışlardır.
Etiketler: haçlı seferleri, haçlı seferi nedir, haçlı seferleri hakkında bilgi, haçlı seferleri özeti, haçlı seferlerinin nedenleri, haçlı seferlerinin sebepleri, haçlı seferlerinin sonuçları, haçlı seferlerinin neticeleri, I. haçlı seferi, II. haçlı seferi, III. haçlı seferi, IV. haçlı seferi, diğer haçlı seferleri
Tags:
Kaynak adres : http://www.tarihin.com/anadolu-selcuklu-donemi-savaslari/hacli-seferleri-genel.html.html
Anadolu Selçuklu Dönemi Savaşları
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.